MİSAFİRİNE GÖRE EV
Hacı Hasan Hoca (k.s) insanın iç aleminin kalp ve gönlünün manevi kir olan günahlardan temiz tutulması üzerinde sık sık dururdu.
Hatta bunları “insanı rahatsız eden,yılanlar akrepler olarak “vasıflandırırdı.
Bunlardan arınmanın değerini açıklamak için şöyle bir temsili hikayeciği gülümseyerek anlatırdı:
-Bir gün fare ile deve arkadaş olmuşlar. aralarında ki samimiyet biraz daha ilerleyince, fare bir ara deveyi evine davet eder. Deve farenin arkasına düşer gider.
birlikte farenin evine varırlar fare eve varınca deve dışarıda kalır.bu durum karşısında deve fareye:
-Ne evine göre misafir davet et,ne de misafire göre ev yaptır” der.
İnsanda yüce Allah’ın sevgi ve korkusunu kalbine ve gönlüne yerleştirmesi için arasının bir kısım iş ve günahlardan temiz olması gerekir.
O tamam ki, Rabbini davet edebilsin,onun inanç sevgisi orada yerleşebilsin.Huzuru kalp ile O’nun adını anmaya muvaffak olsun.
Çünkü kalbi paslanmış ibadet ve taattan uzak haram ve şüphelilerden kaçınmayan kişiye Yüce Allah’ın korku ve sevgisinin hakim olması beklenemez.
İnsan güzel iş ve hareketlerle bezenmeli ki her an onunla olabilsin.Evini döşeyip hazırlanan her an misafirine hazır olan kişi gibi olmalıdır.
İnsanın içini dışını bütün hareketlerini yakinen bilenin azameti karşısında aksi davranışlardan utanılması gerekmez mi?