Uluborlevi İslami forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Uluborlevi İslami forumu

Uluborlevi İslami forumuna hoş geldiniz...
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» motorda fren
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimeSalı Haz. 07, 2016 9:02 pm tarafından zxzx

» bacağa bıçak sokmak
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimeC.tesi Ara. 12, 2015 1:54 pm tarafından zxzx

» demire tekme
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimeC.tesi Ocak 31, 2015 10:07 pm tarafından zxzx

» Bacağa balta vuruşu
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimePtsi Eyl. 22, 2014 9:19 am tarafından zxzx

» Motosiklette ölüm freni
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimePerş. Mart 06, 2014 7:17 pm tarafından zxzx

» Şeytanın Allah'tan On Talebi
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimePerş. Mayıs 06, 2010 5:05 pm tarafından zxzx

» özgür irademiz yoktur
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimeÇarş. Mayıs 05, 2010 10:07 pm tarafından zxzx

» ŞAFİİ MEZHEHBi 2
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 5:12 pm tarafından hizmetysf

» ŞAFİİ MEZHEHBi 1
Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 5:11 pm tarafından hizmetysf

Galeri
Ahsen-ül Kasas Empty
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde Uluborlevi Hasan Hoca Hz forumu adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde Uluborlevi İslami forumu adresi saklayın ve paylaşın
En iyi yollayıcılar
hizmetysf
Ahsen-ül Kasas I_vote_lcapAhsen-ül Kasas I_voting_barAhsen-ül Kasas I_vote_rcap 
Admin
Ahsen-ül Kasas I_vote_lcapAhsen-ül Kasas I_voting_barAhsen-ül Kasas I_vote_rcap 
zxzx
Ahsen-ül Kasas I_vote_lcapAhsen-ül Kasas I_voting_barAhsen-ül Kasas I_vote_rcap 
nakdeyn
Ahsen-ül Kasas I_vote_lcapAhsen-ül Kasas I_voting_barAhsen-ül Kasas I_vote_rcap 

 

 Ahsen-ül Kasas

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
hizmetysf




Mesaj Sayısı : 443
Kayıt tarihi : 04/02/09

Ahsen-ül Kasas Empty
MesajKonu: Ahsen-ül Kasas   Ahsen-ül Kasas I_icon_minitimePtsi Şub. 16, 2009 12:18 pm

Başlıkta okuduğumuz terkip, 'Kıssaların en güzeli' demektir. Bu tâbir, Kur'ân-ı Kerim'de, Hz. Yûsuf aleyhisselâmın kıssası için kullanılmıştır. Bu kıssayı, ya bir tefsirden, veya onunla alâkalı bir kitaptan okumanızı tavsiye ederiz.

Bildiğimiz sebeplerle Kenan diyarından Mısır'a getirilen Hz. Yûsuf, Yâkup aleyhisselâmın oğludur. Dedesi Hz. İshak, büyük dedesi de Hz. İbrâhim'dir. Hepsi de şirke karşı tevhîdi, küfre karşı îmânı tebliğ etmiş, Allâh'ın nûrunu kalplere nakşetmek için mücâdele etmişlerdir.

Böylesine muazzez, mukaddes ve müberrâ bir nesilden gelen Hz. Yûsuf, aristokrat bir hayat içinde yüzen Mısır saraylarında; hayâ, edep ve terbiye âbidesi olarak insanlara örnek olmuş, aslâ gayr-i meşrû tekliflere iltifat etmemişti. Hatta ahlâksızca yapılan îmâ ve baskılara karşı Cenâb-ı Hakka, bunlardan kurtarması için yalvarıp, 'Zindan, bunların beni dâvet ettiği şeyden iyidir Rabbim, dedi.' (S. Yûsuf, 33)

Sonra, Aziz ve arkadaşları, Hz. Yûsuf (a.s.)'un mâsûmiyetini isbat eden bütün o kat'î delilleri görmelerine rağmen, halkın dedi-kodusunu kesmek için onu zindana attılar. Hatta onunla beraber, biri hükümdârın sâkîsi, diğeri de ekmekçisi olmak üzere iki delikanlı daha hapse atıldı. Onlar, hükümdarı zehirlemeye teşebbüs etmek suçuyla itham olunuyorlardı.

Bunlardan biri,

- Ben rüyamda kendimi şarap için üzüm sıkıyor gördüm, dedi.

Öbürü ise;

- Ben de rüyamda kendimi başımda ekmek götürüyor, kuşlar da gagalayıp yiyor gördüm, dedi. Bize bunların tâbirini haber ver; çünkü biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz, dediler.

Dahhak rahımehullah hazretlerine;

- Yûsuf aleyhisselâmın iyiliği ne idi? diye sorulduğunda, şöyle cevap verdi:

- O, dâima iyiliği tercih eder, bütün hâl ve hareketlerinde güzel ahlâkını gösterirdi: Zindandaki hastaları ziyaret eder, mahzunlara dost ve arkadaş olup onları tesellî eder, yeri dar olanlara genişlik sağlar, muhtaç olanlara yardım toplayıp verirdi.

Yûsuf aleyhisselâm delikanlılara dedi ki:

- Size rüyanızda rızık olarak yiyecek bir şey gelecek oldu mu, ben muhakkak onun ne olduğunu, daha size gelmezden evvel rüyanızı tâbir eder, haber veririm.

Dikkat edilirse, Yûsuf aleyhisselâm onları, kendisine sorulanlara cevap vermezden evvel, tevhîde dâvet ve doğru yola irşad etmek istiyor. Bu dâvet ve tâbirinde doğruluğuna delâlet etmek üzere de, gaybden haber verme mûcizesini anlatıyor. Zira bütün peygamberlerin, peygamber olduklarını isbat için mûcize göstermeleri gerekir.

Yûsuf aleyhisselâm konuşmasına devam ederek şöyle diyor:

- Bu, Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir. Çünkü ben, Allâh'a inanmayan, âhireti de inkâr eden bir kavmin dînini terk ettim. Atalarım İbrâhim, İshak ve Yâkub'un dînine uydum. Allâh'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bizim için doğru olmaz. Bu tevhid, bize ve bütün insanlara Allâh'ın bir lûtfudur; fakat, insanların çoğu buna mukabil şükretmezler.

Ey Benim zindan arkadaşlarım, düşünün bir kere; darma dağınık birçok rabler mi iyi, yoksa her şeyi hükmü altında tutan ve kahredici olan bir tek Allah mı?

Sizin onu bırakıp taptıklarınız, kendinizin ve atalarınızın takmış oldukları kuru, mânâsız ve boş isimlerden başkası değildir. Allah, onların gerçekliği hakkında hiçbir delil indirmemiş, onlara hiçbir güç vermemiştir. Hüküm, yalnız Allâh'ındır. O, yalnız kendisine ibâdet etmenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Ey zindan arkadaşlarım, rüyalarınıza gelince; biriniz efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılıp tepesinden kuşlar yiyecektir. İşte hakkında fetvâ istemekte olduğunuz mes'ele, böylece olup bitmiştir.

Bundan sonra Yûsuf aleyhisselâm, bu iki delikanlıdan, kurtulacağını bildiği kimseye yani sâkîye dedi ki:

- Beni efendinin yanında an, benden bahset.

Fakat şeytan, efendisine onu anlatmayı unutturdu. Bu yüzden Yûsuf aleyhisselâm, daha nice yıllar zindanda kaldı. (S. Yûsuf, 35-42)

Yani Hz. Yûsuf, Allah'tan başkasından yardım istediği için, beş yıllık mahpusluktan sonra, yedi yıl daha hapiste kaldı. Zira böyle bir istek ümmetten herhangi bir fert için gayet normal olmakla birlikte, bir peygamber için münasip değildi.

Onun zindanda kaldığı 12 sene âyet-i kerimedeki 'üzkürnî ınde rabbik' kavl-i keriminin harflerinin miktarına müsâvidir. Bu 12 adedinde daha başka acâib sırlar da vardır:

Burçlar, aylar on ikidir. 'Lâ ilâhe illallah' ve 'Muhammedün Resûlüllah'ın asılları da on ikişer harftir.

Kezâ Yâkup aleyhisselâmın oğulları da 12 idi. (Rûhu'l-Beyan)

Yûsuf aleyhisselâm, Mısır'ın iktisadî bakımdan en kritik bir devresinde yani yedi sene süren kıtlık yıllarında hazînenin başına geçmiş ve önceden aldığı tedbirlerle ülkeyi bir bâdireden kurtarmıştır.

Hz. Yûsuf, bu güzel hizmeti yapmayı, bizzat kendisi tercih etmiştir. İlk bakışta, peygamberlik makamında bulunan bir zâtın Mısır Hükümdârı'nın emrinde (bugünkü tâbirle) Mâliye Bakanlığı yapması garip karşılanabilir; fakat, insanlığa iktisadî yönden bir hizmet verirken, kazandığı sevgi-saygı ve hüsn-i zanla en müessir bir şekilde İslâm'ı tebliğ, telkin ve tâlim etmesi, kısacası o milleti maddî-mânevî tehlikelerden beraberce kurtarması, ibret ve ders alınacak bir husustur.

Onun içindir ki, Kur'ân-ı Hakîm'de Yûsuf aleyhisselâmın kıssasına, kıssaların en güzeli mânâsında, 'Ahsenü'l-Kasas' tâbir edilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ahsen-ül Kasas
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Uluborlevi İslami forumu :: İSLAMİ KONULAR :: Dini Hikayeler-
Buraya geçin: