Uluborlevi İslami forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Uluborlevi İslami forumu

Uluborlevi İslami forumuna hoş geldiniz...
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» motorda fren
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimeSalı Haz. 07, 2016 9:02 pm tarafından zxzx

» bacağa bıçak sokmak
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimeC.tesi Ara. 12, 2015 1:54 pm tarafından zxzx

» demire tekme
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimeC.tesi Ocak 31, 2015 10:07 pm tarafından zxzx

» Bacağa balta vuruşu
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimePtsi Eyl. 22, 2014 9:19 am tarafından zxzx

» Motosiklette ölüm freni
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimePerş. Mart 06, 2014 7:17 pm tarafından zxzx

» Şeytanın Allah'tan On Talebi
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimePerş. Mayıs 06, 2010 5:05 pm tarafından zxzx

» özgür irademiz yoktur
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimeÇarş. Mayıs 05, 2010 10:07 pm tarafından zxzx

» ŞAFİİ MEZHEHBi 2
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 5:12 pm tarafından hizmetysf

» ŞAFİİ MEZHEHBi 1
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimePerş. Mart 19, 2009 5:11 pm tarafından hizmetysf

Galeri
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 Empty
Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Sosyal yer imi
Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde Uluborlevi Hasan Hoca Hz forumu adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde Uluborlevi İslami forumu adresi saklayın ve paylaşın
En iyi yollayıcılar
hizmetysf
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_lcapHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_voting_barHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_rcap 
Admin
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_lcapHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_voting_barHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_rcap 
zxzx
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_lcapHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_voting_barHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_rcap 
nakdeyn
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_lcapHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_voting_barHADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_vote_rcap 

 

 HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
hizmetysf




Mesaj Sayısı : 443
Kayıt tarihi : 04/02/09

HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 Empty
MesajKonu: HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1   HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1 I_icon_minitimeC.tesi Mart 07, 2009 9:20 pm

Hz. Hadice; güzelliği, malı, aklı, iffeti, hayâsı ve edebi ile Arabistan'da büyük şöhreti olan bir hanımefendi idi. Bu sebeple, her taraftan kendisine talip olan ve rağbet eden pek çok kimse vardı. Fakat gördüğü bir rüya gereği, o hiç kimseye iltifat etmemişti.

Gerçekleşen rüya

Rüyasında, gökten ay inip koynuna girmiş, ayın nuru, koltuğundan çıkıp, bütün âlemi aydınlatmıştı. Sabahleyin, bu rüyayı, akrabasından olan Varaka bin Nevfel'e anlattı. Varaka dedi ki:

- Ahir zaman Peygamberi, seninle evlenir ve senin zamanında Ona vahiy gelir. Dininin nuru, âlemi doldurur. En önce iman eden sen olursun. O Peygamber, Kureyşten ve Haşimoğullarından olur.

Hz. Hadice, bu cevaba çok sevindi ve o Peygamberin gelmesini beklemeye başladı. Hz. Hadice'nin ilmi, malı, şerefi, iffeti ve edebi pek fazla idi. Ticaret ile uğraşan, devrin büyük tüccarlarındandı. Memurları, katipleri ve köleleri vardı. Ticareti, adamları veya ortaklık suretiyle yapardı.

Peygamber efendimiz yirmibeş yaşlarında iken, Hz. Hadice, Şam'a ticaret kervanı göndermek istiyordu. Bunun için de güvenilir birini arıyordu. Bunu işiten Ebu Talib, Hz. Hadice'ye giderek, yeğeni olan Peygamber efendimizin bu işi yapabileceğini söyledi.

Bunun üzerine Hz. Hadice, Resulullah efendimizi, görüp konuşmak üzere evine davet etti. Efendimiz teşrif edince, pek ziyade tazim ve hürmette bulundu. Peygamber efendimizin nezaketini, nezih ve pâk cemalini görüp hayran kaldı. Resulullah efendimize dedi ki:

- Doğru sözlü, güvenilir, emniyetli ve güzel huylu olduğunuzu biliyorum. Bu iş için hiç kimseye vermediğim ücretin, kat kat fazlasını vereceğim.

Sonra bu hizmette lazım olacak elbiseler vererek, kalb huzuru içinde uğurladı. Yanına kölesi Meysere'yi de verdi. Hz. Hadice validemiz, bilgili bir hıristiyan olan amcasının oğlu Varaka bin Nevfel'den, peygamberlik alametlerini öğrenmişti. Resulullah efendimizin bu ziyaretinde de, peygamberlik vasıflarını üzerinde teşhis etmişti. Bu sebeple Meysere ismindeki kölesine dedi ki:

- Kervan Mekke'den ayrılacağı zaman, devenin yularını Muhammed aleyhisselamın eline ver ki, Mekkeliler herhangi bir dedikodu yapmasınlar. Şehirden uzaklaşıp gözden kaybolunca, bu kıymetli elbiseleri Ona giydir!

Canını esirgeme

Sonra develerinden en güzelini, sultanlara lâyık bir şekilde donattı. Meysere'ye şu talimatı verdi:

- Onu bu deveye büyük bir hürmet ile bindirip, yularını eline al ve kendini o hazretin hizmetkârı bil! Ondan izinsiz bir iş yapma ve Onu muhafaza etmek, tehlikelerden korumak için canını esirgeme! Gittiğiniz yerlerde çok eğlenmeyiniz ve çabuk geliniz! Böylece Haşimoğulları katında mahcup olmayalım. Eğer bu dediklerimi harfiyen yerine getirirsen, seni azat eder ve istediğin kadar da mal veririm.

Peygamber efendimiz ve Hz. Hadice'nin kervanı hazırlandı. Mekkeliler yakınlarıyla vedalaşmak üzere, büyük kalabalıklar hâlinde toplandılar.

Peygamberimizin halası, Allahü teâlânın Resulünü hizmetçi elbisesi ile ve devenin yularını eline almış görünce, dizlerinin bağı çözüldü. Ağlayıp feryat etti. Gözlerinden yaşlar dökerek, “Ey Abdülmuttalib! Ey Zemzem kuyusunu kazan büyük zat! Ey Abdullah! Kabirlerinizden kalkıp, başınızı bu tarafa çevirip de, şu mübareğin hâlini görün” diyerek acılarını dile getirdi.

Beni sakın unutmayın!

Ebu Talip de aynı duygular ve aynı hâller içinde idi. Resulullah efendimizin, mübarek gözlerinden inci gibi yaşlar döküldü ve buyurdu ki:

- Beni sakın unutmayın! Gurbet elde gam ve keder çektiğimi yâd eyleyin.

Bu sözleri işitenlerin hepsi ağlaştı.

Nihayet kervan yürüyüp, Mekke görünmez olunca, Meysere, aldığı emir üzerine, kıymetli elbiseleri sevgili Peygamberimize giydirdi. Çeşitli kumaşla örtülmüş ve pek güzel süslenmiş deveye bindirdi. Yularını da kendi eline aldı.

Bu yolculukta, kervandakiler, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin üzerinde, Onu gölgeleyen bir bulutun ve kuş şekline giren iki meleğin, Onunla birlikte, sefer bitinceye kadar hareket ettiğini gördüler.

Yolda yürüyemeyecek derecede yorulup, kervandan geri kalan iki devenin ayaklarını, eliyle sığamasından sonra, develerin birden süratlenmesi gibi ince hâllerini görünce, Onu son derece sevip, şanının çok yüce olacağını anladılar.

Meysere, Resulullah efendimizde gördüğü ve hakkında duyduğu her şeyi zihnine nakşediyor ve Ona olan hayranlığı gitgide artıyordu. Meysere'nin kalbinde, Âlemlerin Efendisine karşı büyük bir muhabbet hasıl olmuştu. Artık Ona, zevkle ve hürmetle hizmet ediyor, en küçük bir işaretini büyük bir aşkla yerine getiriyordu.

Götürülen mallar satılmış, Peygamber efendimizin bereketiyle her zamankinden kat kat fazla kâr edilmişti. Kervan dönüşe geçti. Merr-uz-zahran mevkiine geldikleri zaman, Meysere, sevgili Peygamberimize, Mekke'ye müjde haberi götürmesini teklif etti. Efendimiz de kabul buyurarak, kervandan ayrılıp, Mekke'ye doğru devesini süratlendirdi.

Bulut gölge yaptı

Nefise binti Müniyye Hatun anlatır:

“Kervanın gelme zamanı yaklaşmıştı. Hadice Hatun, hergün hizmetçileriyle evinin üzerine çıkıp, kervanın yollarını beklerdi. Böyle birgün Hadice'nin yanında idim. Ansızın, uzaktan deveye binmiş bir kimse göründü. Üzerinde bir bulut ve kuş şekline girmiş iki melek Ona gölge yapıyor, Peygamberimizin mübarek alnındaki nur, ay gibi parlıyordu.

Hadice Hatun gelenin kim olduğunu anlayıp, ferahladı. Fakat bilmezlikten gelip sordu:

- Bu sıcak günde gelen kim olabilir?

Hizmetçiler; "Bu gelen Muhammed-ül-Emin'e benzer" dediler ve gördüklerinden dolayı hayrete düştüler.

Az sonra Resul-i ekrem efendimiz, Hadice validemizin yanına geldi ve durumu anlattı. Verdiği müjde ile onu çok sevindirdi.

Hz. Hadice'nin kervanı Mekke'ye geldikten sonra, Meysere, Hz. Hadice validemize, yolculuk esnasında, iki bulutun Peygamber efendimizi gölgelediğini, rahip Nastura'nın söylediklerini, zayıf develerin nasıl süratlendiğini ve buna benzer gördüğü nice fevkalâde hâlleri tek tek anlattı. Peygamber efendimizi dili döndüğü kadar methetti.

Kimseye söyleme!

Hz. Hadice, bunları biliyordu, fakat bu sözler onun yakinini artırdı. Meysere'ye; “Bu gördüklerini kimseye söyleme” diyerek tembih etti.

Hadice validemiz, bu işittiklerini haber vermek üzere, Varaka bin Nevfel'e gitti. Olanları büyük bir hayranlıkla dinleyen Varaka dedi ki:

- Ey Hadice, bu anlattıkların doğru ise, O, bu ümmetin peygamberi olacaktır.

Bunun üzerine Hz. Hadice'nin sevgi ve itimadı daha da arttı. Onun hanımı olup, hizmetiyle şereflenmeye meyletti.

Nefise binti Müniyye, bu hâli sezip, araya girdi. Bu niyetle Resul-i ekremin yüksek huzuruna geldi ve dedi ki:

- Ya Muhammed! Zat-ı âlinizi evlenmeden alıkoyan nedir?

Peygamberimiz buyurdu ki:

- Evlenmek için yeterli para elimde mevcut değildir.

- Ya Muhammed! Eğer iffetli ve şerefli, mal ve cemal sahibi bir hatunla evlenmek istersen, hizmetine hazırım.

- O hatun kimdir?

- Hadice binti Hüveylid'dir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 1
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» HADİCE-TÜL KÜBRA (r.a) 2

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Uluborlevi İslami forumu :: İSLAMİ KONULAR :: Sahabeler-
Buraya geçin: