20 yy bilim ve teknolojinin gelişmesinde altın çağını yakalamış, insan hayatında vazgeçilmez bir rahatlık sağlamıştır Bilim hiçbir zaman durağanlık göstermemektedir Bilimin sınırları genişlerken; dünyanın sanıldığı kadar büyük olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır
Günümüzde bilim olağanca hızıyla ilerlemekle birlikte insan hayatının olmazsa olmazları arasına girmeyi başarmıştır Bilimin sonucu olarak ortaya çıkan teknoloji hayatımızı her alanda kolaylaştırmayı başarmıştır
Bilim ve teknoloji arasında sıkı bir ilişki bulunmakta, birbirlerini tamamlamaktadırlar Bilimsel çalışmalar uygulamaya elverişli bilgi üreterek teknolojik gelişmeye yol açarken, teknolojik gelişmeler de bilimsel araştırmaların daha uygun şartlarda yapılmasını sağlayarak bilimsel gelişmeyi hızlandırmaktadır
Rönesans ve reformla birlikte bilimdeki gelişmelerin temelleri atılmış, bilimsel gelişmeyi engellemeye çalışan tüm olumsuzluklar da ortadan kalkmıştır (Kilise ve Dinin Etkisi gibi)
İnsanlar, tanrıbilimsel gerçeklerden sıyrılıp içinde yaşadıkları dünyayı ve bu dünya ile ilgili sorunları keşfetmişlerdir Bu gibi gelişmelerin sonucunda da bilimsel gelişmeler başlayıp zamanla hız kazanmıştır
Bilim ve teknolojinin ortaya çıktığı tarihten itibaren insanlar içinde yaşadıkları dünya ile yetinmemişlerdir Uzayı merak etmişler, uzayın sırlarını çözmek amacıyla gizemli bir yolculuk, sistemli bir çalışma içerisine girmişlerdir Sıvı yakıtlı motorların bulunması ile uçaklar ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlanmış, insanlara uzak gibi görünene mesafeler artık ortadan kalkmıştır Bunun sonucunda insanların uzaya gitme isteği iyice artmıştır
Uzayı tanımlayacak olursak; güneşi gezegenleri uyduları, yıldızları, sayısız galaksiyi içine alan boşluktur Bu sınırsız boşluk içersinde bulunana gök cisimlerinin her biri dünya yüzeyindeki toz parçacıkları kadardır İlk çağ filozoflarından başlayarak bir çok bilim adamı uzayı tanımlama çabası içerisine girmişlerdir Örneğin; Galile’nin gök bilimleri ile ilgili çalışmaları olmuştur Teleskopla gözlemler yapmış, şu anki bilim adamlarımızın bile sonucuna ulaşamadıkları bir araştırma çizgisini başlatmıştır Kepler ise; gezegenlerin yörüngelerinin üzerine çalışmalar yapmış, elips şeklindeki hareketleri saptamayı başarmıştır
Günümüzde ise uzaya ulaşma çabası dünya üzerinde milletler arası çatışmaya yol açmakta, hızlı bir yarışın olmasına neden olmaktadır
“İlk aya yolculuk planlarının NASA başlatmıştır Başka John F Kennedy’nin 25 Mayıs 1961’de kongrede bir özel oturumda yaptığı konuşmada “önümüzdeki 10 yıl içinde bir adamın aya gitmeyi ve dünyaya dönmeyi başaracağına inanıyorum” sözleri bu çalışmaların daha da hızlandırmıştır soğuk savaş döneminde uzay çalışmaları konusunda da Sovyetler Birliği ile yarışan Amerika uzay harcamaları için büyük bütçeler ayırıyordu Aya gönderilecek uzaya aracı için çalışmalar uzun bir süre devam etti Bu çalışmalar sırasında yapılan test uçuşlarından birinde NASA 3 astronotunu kaybett”
“Sonunda 16 Temmuz 1969’da Neil Armstrong, Edwin Aldrin Jr ve Micheal Collins adlı üç astronotu taşıyan Apollo 11 tarihe geçecek ay yolculuğuna çıktı Apollo 11, 19 Temmuz’da ay yörüngesine girdi Kartal(EAGLE) adlı modül ay yüzeyine başarıyla indi ve Armstrong aya ayak basan ilk insan olarak tarihe geçti Armstrong’un ardından Edwin Aldrin’de yüzeye indi Ay toprağından örnekler alan, bazı bilimsel deneyler yapan ve Amerikan bayrağını aya diken iki astronot görevlerini başarıyla tamamlayarak dünyaya döndüler”
İlk aya yolculuğun tamamlanmasının ardından tartışmalar da başladı Bu tartışmalara sonunda uzayda yaşam olup olmadığı konusu üzerinde durulmaya başlandı İnsanın bir ortamda hayatını devam ettirmesi için; atmosfer, radyasyon ve yerçekiminin bulunması gerekmektedir Özellikle atmosfer canlı yaşamı için çok önemlidir
Dünyamızda %78 oranında azot, %21 oranında oksijen bulunmaktadır Uzay boşluğunda ise hava olmayıp sadece bir miktar gaz bulunmaktadır Bu nedenle uzaya giden araçların içerisinde hava tankları bulunmaktadır Uzay tamamen soğuktur İnsan ise sadece belirli sıcaklık ölçütleri içersinde yaşayabilmektedir Bu nedenle uzay aracında ısı sistemi de olmalıdır
İnsan oğlu çıplak iken uzay boşluğunda kalıcı zarar görmeden 30 saniye kadar yaşayabilir Nefesinin tutmamak kaydıyla 30 saniye boşlukta kalan insan patlamaz, donmaz ve bilinci tamamını kaybetmez 30 saniye sonlarında oksijen yokluğu sonucu bilinç kaybı oluşmaya başlar 1 veya 2 dakika sonra ise yaşam faaliyetleri tamamen durur ve insan hayatını kaybeder
Uzayda karşılaşacağımız diğer bir sorun ise yer çekimidir Dünyadan uzaklaştıkça yer çekimi azalmaktadır Aralarında ters bir orantı vardır bu yüzden uzayda yer çekimi yoktur
Günümüzde insanlığın ortak amacı her şeyden haberdar olma, uzayın tüm olanaklarından yararlanmaktır Şu anda uzayda Türksat adlı bir uydumuz bulunmaktadır Uydumuz sayesinde haberleşmenin gücü hızla artmıştır
İletişim kurmanın en kolay yolu konuşmaktan geçer Karşımızdaki insanların duygularımızı ve isteklerimizi anlatmanın diğer bir yolu da el kol hareketleridir Fakat bunların dışında da ilkle haberleşme yolarlı vardır: Atlı elçilerle, dumanla ve güvercinler gibi
Karadeniz Bölgesi’nde bulunan köylerimizin bazılarında yer şekillerinin de etkisi ile dağınık yerleşme görülmektedir Evler arasındaki mesafe uzak odlundan dolayı insanlar ıslıklarla iletişim kurmaktadırlar Her ıslık tonu başka bir ablam ifade eder Fakat sadece insanlar için değil toplumlar içinde iletişimin önemi büyüktür
İnsanların uzaktan haberleşmesine imkan veren teknik araçlar Fransız Devrimi’nden hemen sonra optik telgrafın bulunması ile gelişim sürecine girdi
1837’de elektrikli telgrafın bulunması ile iletişim çağı başlamıştır
Telefon 1876 yılında Graham Bell tarafından bulundu İnsan sesinin iletiminde önce ülke içerisinde daha sonra da ülkeler arasında yayılmasına imkan verdi Bu yenilik bir çok kaygıyı da beraberinde getirdi ABD’de benimsendi ve daha sonra ülkeler arasında yayılmaya başladı 19 yy’da etkileşim ağları kurulmaya, insanlar arasındaki etkileşim gelişmeye başladı
“Tarihte ilk ses kaydı 1877 yılında Thomas Edison tarafından yapılmıştı Son 20 yılda yaşanan gelişme ise gerek ses kalitesinde gerekse şiddetle kayıt sisteminde mükemmeli yakalamayı hedeflemektedir”
İnsanlar, aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun birbirleri ile kolayca iletişim kurmaktadırlar Örneğin; bir faks makinesi birkaç dakika önce Türkiye’de bir fotoğrafı yayınlarken birkaç dakika sonra New York veya Tokyo’da yayınlayabilmektedir
20 yy’daki en büyük gelişme hiç kuşkusuz bilgisayar teknolojisinde yaşanmıştır İnternet ağının kurulması sonucunda bilgisayar ve internet; evlerimizi, işyerimize hatta günlük hayatımıza kadar girmeyi başarmıştır Bilgisayar teknolojisi beraberinde çok büyük yenilikler ve kolaylıklar getirmişti Örneğin; bilgisayar hayatımıza girmeden önce para yatırma işlemleri için bankalarda saatlerce sıra beklerken şu anda internet sayesinde işlemlerimizi en kısa zamanda gerçekleştirebilmekteyiz
Biliyoruz ki bu teknoloji burada kalmayacak, insanlar yaşadığı sürece teknoloji de ilerleyecektir Şu an bize hayal gibi gelen çoğu araçlar hayatımıza girecek ve hayatımızı kolaylaştırmaya devam edecektir